Tatil, iş seyahati, yeni yerler keşfetmek, bulunduğun yerden uzaklaşmak kulağa hoş gelse bile bunlar birçok soruyu da beraberinde getiriyor. “Nerede kalacağım?”, “Güvenilir bir yer mi?”, “Çok turistik de olmasa?”, “Aman pahalı olmasın!”, “İçinde rahat eder miyim acaba?” vb...
İşte tam bu noktada kilitli kapıyı açan anahtarımız Airbnb imdadımıza yetişiyor. Nedir yahu bu Airbnb diye merak edenler için kısaca: Airbnb, evi olan insanların pansiyonculuk mantığıyla evin bir kısmını ya da tamamını kiraya vermesi prensibine dayanıyor. Böylece ziyaretçiler gezdikleri şehre çok daha rahat adapte olabiliyor ve şehrin ambiyansını bir turist gibi değil, âdeta oranın yerlisiymiş gibi deneyimlemekten de geri kalmıyorlar.
Airbnb’deki birçok konaklama alternatifi, şu anda 3 yıldızlı otellerden çok daha şık ve konforlu. Ev sahipleri, ihtiyacınız olabilecek pek çok şeyi düşünerek size tüm konforu sağlıyor. Buna hoş geldin ikramlarından tutun da, şehirdeki en iyi gezi planı bile dahil! Üstelik bu konfor maliyetli de değil, bilakis diğer seçeneklere göre daha avantajlı. Özellikle de yurt dışı konaklamalarında...
Airbnb dünyada öyle bir yükselişe geçti ki, artık insanların sahibi olmasalar bile yaşadıkları evi ve/veya bir odasını kiraya verebildikleri yeni bir kazanç kapısı haline dönüşmüş durumda. Daha önce Meksika tatilinde de Airbnb’yi tercih etmiş olan Gwyneth Paltrow’un, geçtiğimiz Haziran ayında Cannes’da konakladığı villayı Airbnb üzerinden kiralamış olması, markanın popülerliğini iyice artırdı. Ad Age geçtiğimiz ay yayınladığı makalesinde özellikle bu sene Cannes’da, 13.000’den fazla kişiye ev sahipliği yapan festival yüzünden otellerin dolduğundan ve Airbnb’nin gittikçe daha çok tercih edilen bir konaklama tercihi olduğundan bahsediyor. Geceliği 10.000 Dolar’ın üzerinde lüks villalardan, 40 Dolar’lık odacıklara kadar envai çeşit seçenek sunan hizmet, dolan oteller yüzünden açıkta kalacak birçok festival katılımcısına kucak açtı.
Mottosu “Belong anywhere” olan markanın en kilit duygusu misafirperverlik ve yerellik. Buna uygun bir şekilde, onlarca yıllık ambargodan sonra Küba’da iş yapan ilk Amerikan şirketi olması da dikkat çekiyor.
Airbnb’nin en dikkat çeken özelliği, tamamen sizin belirlediğiniz şartlarda bir konaklama imkânı sağlayabiliyor olması. Tarih aralığı ve lokasyon gibi hijyen faktörlerinin yanı sıra; bütün bir daire ya da yalnızca bir oda kiralayabilmekten tutun da, toplu taşımaya uzaklık, otopark, klima, internet bağlantısı, saç kurutma makinesi gibi minik ayrıntılara kadar daraltılabilen bir arama sistemine sahip. Bu kişiselleştirme markanın DNA’sına o derece işlemiş ki, son dönemde Airbnb logosunu bile arzu ettiğiniz gibi dönüştürerek tamamen zevkinize göre değiştirmeniz mümkün!
Biz de hazır tatil dönemi gelmişken, herkes nereye gidelim, nerede kalalım diye konuşurken, tüketicilerin Airbnb ile ilgili düşüncelerini öğrenmek istedik. Araştırmamızı İstanbul’da yaşayan 18-45 yaş arası, ABC1 SES gruplarından 300 kadın-erkek ile gerçekleştirdik. İlk olarak tüketicilerin genel tatil alışkanlıklarını sorguladık:
• Araştırmamıza katılan görüşmecilerden %96’sı, yurt içinde tatile gittiğini belirtti.
• Yurt dışında tatile çıktığını söyleyenlerin ise sadece %11’de kaldığını gördük.
• Görüşmecilerin yarısı senede bir kez tatile çıkarken, %33’lük bölümü yılda iki-üç kez, %7’lik bir kesim yılda dört-beş kez, %4 ise yılda beş kereden fazla tatile çıktığını belirtti.
• Her 10 kişiden 4’ü tatile ailesiyle çıkıyor.
• Sevgilisi/eşiyle tatile çıkanların oranı ise %17. Bu kişiler daha çok 25-34 yaş aralığında yer alıyor.
• Kendi başına ve/veya arkadaşlarıyla tatile çıkan %40’lık kesimin büyük bir bölümü ise bekâr.
Yurt içi tatillerinde çoğunlukla otel konaklaması tercih ediliyor. Otelleri, pansiyon ve hosteller takip ediyor. Kiralık evde konaklama, bir tanıdık veya aile yanında kalma tercihleri ise üçüncü sırada yer alıyor. Yurt dışı tatillerindeki konaklama tercihleri de yine benzer şekilde seyrediyor. En çok oteller tercih edilirken, bunu kiralık ev, pansiyon/hostel ile arkadaş veya aile yanı takip ediyor.
Tatil için konaklama seçeneklerine bakanların %52’si, “maliyet/bütçe” kriterini göz önünde bulundurarak karar veriyor. “Şehir merkezine uzaklık” ikincil kriter olurken, “puan/yıldız sayısı” ise üçüncül kriter olarak karşımıza çıkıyor. Bunların dışında “denize yakın olması” da önemli etkenler arasında yer alıyor.
Araştırmanın Airbnb odaklı bölümlerine geldiğimizde ise, Airbnb’yi her 10 kişiden yalnızca 1 kişinin duyduğunu görüyoruz. Bilenlerin çoğu da arkadaşlarından veya internetten duyduğunu söylüyor.
Airbnb’yi kullananlar ise, bilenlerin yalnızca %36’sını oluşturuyor. Yurt içi ve yurt dışı kullanım oranlarının yüzdesi aynı. Airbnb’yi duyup da kullanmayanların büyük çoğunluğu, kullanmama nedeni olarak “ihtiyaç duymadıklarını” ifade ediyor.
Airbnb kullanan küçük kitleye en önemli kullanma nedenlerini sorduğumuzda ise, %100’ünden “otellere göre daha uygun fiyatlı olabilmesi” cevabını aldık. Diğer tercih nedenleri ise, “güvenilir olması” ve “otellere göre daha samimi bir ortam sunması” olarak sıralanıyor. Kullanıcıların en beğendiği özellikler arasında, Airbnb’nin “istenilen yerde, istenilen koşullarda kalabilme” imkânı sunma özelliği yer alıyor.
Airbnb’yi daha önce duymamış olanlara platform hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra düşüncelerini sorduğumuzda, konseptin genel olarak beğenildiğini gördük. Airbnb’nin, hakkında bilgi alan görüşmecilerde, genel olarak merak ve ilgi uyandırdığını söyleyebiliriz. (“Yurt dışı tatilleri için maddi olanaklar kısıtlıysa güzel olabilir.” “İyiymiş aslında, tatil için kendi aradığın ortamı bulabiliyorsun, güzel bir uygulama.”).
Airbnb hakkında bilgi verildikten sonra kullanmayı düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda ise, görüşmecilerin %53’ü kullanmayı düşüneceğini, %47’si ise kullanmayı düşünmeyeceğini söyledi.
Kullanmayı düşünmelerinde en etkili özelliğin “fiyatların daha uygun olabilmesi” olduğunu gördük. Ardından “güvenilir olması”, “geleneksel ev deneyimi yaşatması”, “evin tamamının kiralanabiliyor olması”, “otellere göre daha samimi olması” sıralanıyor. Kullanmayı düşünmelerini sağlayan diğer özellikler arasında “bol seçenek sunması” ve “190 ülkede faaliyet göstermesi” yer alıyor.
Kullanmayı düşünmeyenlerin büyük bir bölümü, “yazlıkları olduğu için böyle bir uygulamaya ihtiyaç duymadıklarını” belirtti. Başka bir kesim ise “böyle bir sisteme güvenemeyeceklerini” söyledi. Bunun yanında, “tatile rahatlamak için giden ve tatildeyken özellikle yemek işleriyle uğraşmak istemeyenler” de Airbnb uygulamasını kendileri için uygun görmüyor.
Airbnb kullanıcıları, daha önce bu platform aracılığıyla konakladıkları lokasyonlar hakkında puanlama ve yorum yaparak, diğer kullanıcıların detaylı ve objektif bilgi almasını sağlayabiliyorlar. Airbnb web sitesindeki kullanıcı yorumlarının güvenliği sağlamak için yeterli olup olmadığı sorulduğunda, %75’lik kesimin bu güvenlik yöntemini yeterli bulduğunu görüyoruz. Bu yöntemi yeterince güvenilir bulmayanlar ise, Airbnb’nin “daha çok tanıtım ve reklam yaparak” bu güveni kazanabileceğini düşünüyor. Bunun yanında, kamera sistemi gibi ek güvenlik önlemleri sayesinde bu platformun “daha güvenli” hale getirilebileceği düşünülüyor.
Araştırma sonuçlarına bakınca görüyoruz ki, Airbnb halen Türkiye’deki potansiyel kullanıcıları nezdinde “güvenlik algısı” bariyerlerini aşamamış. Ülkemizde seyahat amacıyla yurt dışına çıkma oranının, genele bakıldığında, pek yüksek olmaması nedeniyle ve yurt içinde genellikle yazlık, otel, pansiyon gibi seçenekler tercih edildiğinden, Airbnb’yi kullanma motivasyonu belirgin bir şekilde oluşmamış. Üstelik tatile çıkma motivasyonu, aynı zamanda ev işlerinden uzaklaşma ve “birilerinin size hizmet etmesi” beklentilerini de barındırdığından, görünen o ki, tatile gitmek ve otelde konaklamak, birbiriyle içiçe geçmiş kavramlar. Dolayısıyla bir kısım tüketiciye hâlâ, tatile gidip “evde kalma” ve “ev işi yapma” fikri pek de cazip gelmiyor.
Airbnb kullanma fikri, düşüncede insanlara hoş gelse de, henüz Türk halkı için “kısa süreli de olsa bir yabancının evinde kalmak”, otelde konaklamak yerine ev kiralamak, tam olarak davranışa kodlanabilmiş değil. Tüm bu bariyerleri aşabilmek için Airbnb’nin Türkiye’de biraz daha zamana ve davranışı değiştirme odaklı iletişim çözümlerine ihtiyacı var gibi gözüküyor.