1 Ekim 2015 Perşembe

Turizmde Değişen Trendler Ve Seyahat Pazarlaması

For English Please Click

Günümüz insanı için tatil; huzur, dinlence, eğlence, macera, keşif ve sosyalleşme başta olmak üzere pek çok kavramla örtüşüyor. Tatile gitmek, durağan hayatımıza devam ederken içine girip rahatladığımız, kendimizi yenilediğimiz, sonrasında iyileşerek geri döndüğümüz, geçici ‘‘yeni bir dünya’’ sunuyor bize. Bu yüzden tatil, zorunlu olduğumuz rutinlerimize katlanmamıza yardımcı olan, kaldığımız yerden devam etmemizi sağlayan, bizi dönüştüren, ruhun suyu ve besini gibi temel bir ihtiyacımız artık.

Rutin hayatımıza ve sorumluluklarımıza ara vermek için kişisel ihtiyaçlarımızı merkeze alarak çıktığımız bu molalar, yüklenen tüm olumlu anlam ve duygulara rağmen senede sadece bir veya iki kez yapılan bir aktivite olarak kalıyor. Değişen yaşama paralel olarak kişisel tatil anlayışımız, beklentilerimiz ve daha da önemlisi tatili organize ettiğimiz dünya da değişmekte. Nadiren planladığımız bu organizasyonun yeni trendlerine de ayak uydurma çabasındayız.

Tatilin hayatımızdaki yeri ve anlamı farklılaştıkça tatil anlayışımız da değişiyor. Önceleri sadece klasik tatil anlayışı ile seyahat eden kitleler, artık eğitim, sağlık, keşif, din ve felsefe gibi amaçlar ile de seyahat ediyor. Trendlere uyum gösterme çabası, huzurun, dinlenmenin ve eğlencenin merkezde olduğu tatil olgusuna merak, heyecan ve hatta biraz da tedirginlik unsurları eklemekte. Tatilcilerin amaçları hızla farklılaşırken otellerden, seyahat acentelerinden ve tur operatörlerinden beklentiler de aynı hızla değişiyor.

Tüm bu faktörler, turizm sektörünün büyümesine olumlu katkıda bulunurken sektörün dinamiklerini de etkiliyor. Tatilciler artık paralarını ve hayallerini yatırdıkları tatillerinin planlama sürecine bizzat dâhil olmak istiyor. Online dünyanın yükselişi, tatil organizasyonunda aracı kurum bulma, tatile gidilecek yere karar verme ve tatil paketi satın alma gibi süreçleri doğrudan etkiliyor. Değişen dinamikler ile turizm sektöründe faaliyet gösteren herkes kendini yepyeni bir sistemin içinde bulurken, trendlerin getirdiği fırsat ve riskler, sektördeki herkesi daha akıllı stratejiler yaratmaya itiyor.

Turizm Nasıl Bir Evrim Geçiriyor?

Değişen sektörde, turizmcileri en çok zorlayan konulardan biri şüphesiz ki sektörün e-turizme evrilmesi. İnternetin bilgiye ulaşmada sağladığı kolaylık öncelikle tatilci davranışını değiştirdi. Seyahat edecek kişinin uzman görüşü almak için artık seyahat acenteleri ve tur operatörlerinden çok daha fazla kaynağı var. İnternette gezi yayıncılığı yapan sitelerde, sosyal medya kanallarında, forumlarda ve bloglarda gönüllü olarak seyahat deneyimlerini paylaşan kişiler sayesinde seyahat okur-yazarlığı arttı; tatilcinin birçok farklı kaynaktan bilgi toplayarak tatile gideceği yere karar vermesi kolaylaştı.

Tatilci gideceği yere kendi araştırması sonucu karar verdikten sonra rezervasyonlarını da kendisi planlayabiliyor artık. Uçuş arama motorlarının kullanım kolaylığı ile uçak bileti ayırtmak, rezervasyon sitelerinin sunduğu detaylı karşılaştırmalar ile konaklamaya karar vermek tatilcilerin kendi kontrolü altına giriyor. Tatil esnasında ihtiyaç duyulabilecek tur rehberleri bile online seyahat rehberlerinin varlığı ile sarsılmaya başladı. E-turizm öyle bir noktaya geliyor ki, artık tatilcinin seyahat programını bir paket program kadar iyi yönetebilmesini sağlayan birçok mobil seyahat uygulaması bile mevcut.

Peki, Turizm Tüketicisi Nasıl Evriliyor?

Tüketici, sektörü değiştiren ana etmen.

Gerçek deneyim peşinde koşan Y ve Z kuşağı, mercek altına alınması gereken kitleler. Bu nesiller, giderek aynılaşan dünyada biricik kalan güzellikleri keşfetmek istiyor.

Pasif seyahati değil aktif seyahati seviyorlar. Bu bir dinlence tatili bile olsa…

Bu nesiller aynı zamanda eğer gelişmemiş bir bölgeye seyahat ediyorlarsa, seyahatlerinin, gidilen bölgenin kalkınmasına da katkıda bulunmasını istiyorlar. Gittikleri yerde alışveriş noktalarını buna göre seçiyor, katılabilecekleri günü birlik atölyeler, gönüllülük aktiviteleri arıyor.

Dolayısıyla artık daha esnek ve karma hizmetler sunmak şart.

Acenteler ve tur operatörleri, farklı amaçlarla kullanılan online ve offline hizmetlerini etkin bir biçimde birleştirerek marka algılarını yükseltmeliler. Bununla birlikte, macera, dinlence, spor gibi farklı motivasyonlarla seyahat eden tatilciler için farklı ürün ve konseptlerde uzmanlaşmalılar.
Yükselişe geçen turizm alanlarında karma içerikler hazırlayarak tatilcilerin çok yönlülüğüne adapte olmalılar. Örneğin, gençler için programlara gönüllülük aktiviteleri eklemek, eko-turizm, spa, yoga turizmi gibi yükselen alanlar ile karma tatil içerikler hazırlamak gibi…

TURİZM PAZARLAMASINI ETKİLEYEN BAŞLICA TRENDLER:

1. Paylaşım Ekonomisi Yükseliyor: Paylaşım ekonomisi, bir ürün veya servisi imece usulü kullanarak veya paylaşarak, tek bir kullanım yerine çoğul kullanım yaratan ekosistem. Özellikle milenyum kuşağıyla hız kazanan bu trend, Zipcar, Airbnb gibi birçok yeni markayı doğururken, geleneksel markaları da etkiliyor. Turizm sektöründe de ulaşım ve konaklamadan yeme-içmeye kadar birçok alanda paylaşım ekonomisi platformu mevcut. Tatilciler, seyahate çıkarken BlaBlaCar ve HomeAway gibi platformlar üzerinden konaklama ve yol masraflarını paylaşırken, EatWith ve Sidetour gibi platformlar ile hatırlanacak deneyimler yaşayacaklarına inanıyor. Gelecekte turizmciler için fırsat ve riskler oluşturacak bu trende karşı markalar, ortaklıklar yaratarak rekabete katılmaya başladı. Örneğin Marriott Hotel, otellerindeki konferans salonu ve çalışma alanlarını LiquidSpace üzerinden kısa süreliğine kiralayarak hem trafiği artırıyor hem de müşteri çekiyor.

2. Entelektüel Para Birimi Olarak Seyahat: Tatil, giderek daha çok uluslararası hale geliyor ve demokratikleşiyor. Bu yüzden seyahatler bir sosyal statü göstergesi olarak algılanıyor. Tatil için seçilen yer, izlenen rota, tatilde geçirilen zaman, keşfedilen özgün yerler ve yaşanan kişisel deneyimler giderek ‘‘birimleşiyor’’. Seyahat etmek, bir entelektüel para birimi haline dönüyor. Markalar farklılaşmak için, Bitcoin’i hatırlatan bu trendi iyi değerlendirmeli ve seyahat etmeyi oyunlaştırmanın ve birimleştirmenin yollarını aramalı.

3. Tek Başına Tatile Çıkmak: Tek başına tatile çıkmak, rutin hayatımızdan kaçmak ve plansız gezebilmek, sorumluluk duygusu hissetmeden birkaç gün geçirebilmek gibi sebeplerden tercih ediliyor. Uluslararası ortamlara ve yabancı kültürlere güven oranının artması ile de giderek yaygınlaşıyor. Özellikle emeklilik yaşına gelmiş ‘68 kuşağı ve kadınlar bu trende uyuyor. Partnersiz seyahat edenlerin tercihleri çoğunlukla egzotik tatil yerleri veya macera rotaları oluyor. Markalar bu trende uymak için iletişim ve mecralarını segmentlere göre kurgulamalılar. Bunun için ilk adımı atanlardan A&K sadece tek başına gezenler için hazırlanmış bir web sitesinde özel turlar sunmaya başladı. Öte yandan, Crystal Cruises ve Silversea gibi markalar fiyat tekliflerini gözden geçirerek tek başına gezen kitleyi hedefliyor.

4. Gelişmekte Olan Ülkelere Yolculuk: Tatilin sosyal statü olması trendinden hareketle, kitle turizminden kaçmak isteyenler gözlerini Avrupa’nın ötesine dikti. Tayland, Kamboçya ve Vietnam gibi Güneydoğu Asya ülkeleri ile Şili ve Peru gibi Güney Amerika ülkeleri tatilcilerin favorileri olurken, Hindistan Türkiye pazarı için yükselen bir değer olmaya başladı. Ayrıca sosyal sorumluluk bilincinin gelişmesiyle özellikle gençlerin Afrika ülkeleri gibi gelişmemiş ülkelere hareketi söz konusu. Bu ülkelere doğru gönüllülük ve sosyal sorumluluk bir çeşit turizm doğururken, bu hareketlenme Türkiye’deki bazı büyükşehirlerin varoşlarına da yansıyor. Büyükşehirlerde, kenar mahallelerdeki yaşantıları görmek veya bölgelere has lezzetleri tatmak isteyen birçok insan şehrin varoşlarında günübirlik turlara, sanatsal aktivitelere, atölye çalışmalarına katılıyor.

5. Oyunu Değiştiren Oyuncular: Sosyal medya ve internete duyulan güven, tüketicilerin şahsi beğeni ve deneyimlerinden yola çıkarak oylama yaptıkları, kendi düşüncelerini paylaştıkları sitelere de güven oranını artırdı. TripAdvisor, Cruise Critic gibi online kritik siteleri, tatilcilerin seyahati planlamadan önce araştırma yaptıkları ilk platformlar olmaya başladı. Bu siteler özellikle seçim aşamasında yönlendirme ve karşılaştırma yapma kolaylığı sağladığı için tercih ediliyor; bu da geleceğin seçim mimarisinde sivrilmekte olduklarını doğruluyor. Acente ve oteller, online kritik sitelerinin tüketici davranışına olan etkisini iyi gözlemleyerek farklı kaynaklarda görünürlük ve cevap verebilirliklerini artırmalılar. Gerektiğinde ise bilgi kirliliğine karşı uzmanlık kozunu kullanarak tercih kolaylığı sağlamalılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder