30 Nisan 2017 Pazar

Diyet Mi Light Mı Bilmem, Rejimdeyim Ben!

For English Please Click

Yaz yaklaşırken en sık konuşulan konulardan biri “yaza hazır” yani fit girmek oluyor. Kelime dağarcığımıza giren “Paleotik”, “Ketojenik”, “Dukan” diyetleri, “greyfurt diyeti” gibi şok diyetlerin yanı sıra, Pazartesi günleri başlayıp devamı gelmeyen diğer diyetler de yazın gelişiyle daha sık duyulmaya başlanıyor. Kilo vermek veya kilo korumak için bazıları belirli listeleri uygulayıp yeme alışkanlıklarını değiştirken, bazıları da yeme alışkanlıklarını çok değiştirmeden halihazırda tükettiği ürünlerin daha az kalorili versiyonlarını yemeye gayret ediyor.

İnsanların diyete oldukça fazla ilgi gösterdiği diyet endüstrisi pazarı da oldukça büyük hacimlere sahip. 2014 verilerine göre sırf Amerika’da diyet endüstrisi 65 milyar dolarlık bir pazar. Diyet endüstrisinin içerisinde kilo verme ve sağlık merkezleri, kilo verme amaçlı ameliyatlar, bilgilendirici kitaplar ile birlikte belki de tüketiciye en çok dokunan kategori olan diyet ürünleri (yemekler ve içecekler) bulunuyor.

Türkiye’de de özellikle son zamanlarda raflarda diyet/light ürünlerin sayısı giderek artıyor. İhtiyaçların ve taleplerin artmasıyla yeni markalar da diyet ürünler çıkartarak pazarı büyütüyor. Bazı markalar ise halihazırda piyasada olan ürünlerinin bir de diyet versiyonlarını çıkartmaya yönelmiş durumda. Artık cips, cola gibi “günahkar” ürünlerden tutun daha masum olan ton balığına, yoğurt, süt, peynire kadar neredeyse her ürünün light’ını bulmak mümkün.

Ara öğünlerde acıktıkça sağlıksız atıştırmalıklar tüketmek ve tatlı krizleri kilo verme veya korumanın önündeki en önemli bariyerler olduğundan bir taraftan, bu ihtiyaçlara yönelik yeni ürünlerin sayısı da artıyor. Atıştırmalık ihtiyacına hızlı ve kolay bir çözüm olan atıştırmalık barlar bunlara örnek sayılabilir. Nestlé Nesfit bu trendden geri kalmayarak granolasını tam tahıllı bar haline getirdi.

Üzerinde diyet diye belirtilmese de uzun süre tok tutup içerik olarak diğer atıştırmalıklara göre daha sağlıklı görünen Wasa, Tadımca, m life gibi markalar da kendi atıştırmalık çeşitlerini çıkardı. Sek Quark ise tatlı ihtiyacını karşılamaya soyunan markalardan biri olarak kendisini “iyi tatlı” olarak tanımlıyor.

Son zamanlarda sık duyup görmeye başladığımız başka bir konu da; diyet opsiyonları olan hazır yemek paketleri. Son dönemin popüler sistemlerinden olan hazır yemek paketleri, hem tekil satın alınabiliyor hem de abonelik seçeneği ile direkt kişinin evine veya işyerine teslim edilebiliyor.

Rafinera, Mealbox Fit, MİSA Mutfak gibi bu şirketler, kalorisi önceden belirlenmiş yemek menülerini diyetisyenler eşliğinde hazırlıyor. Biraz daha farklı bir konseptle bu işe girmiş olan Fit Kutu ise, ana öğünler yerine ara öğünlere odaklanıyor ve sadece atıştırmalıklardan oluşan paketler hazırlıyor. Bunun yanında her ay müşterilerine beslenme tavsiyeleri, motivasyon kartları ve tarifler gönderiyor. Saf Mutfak markasının altında ise 3-4 çeşit besleyici ve sağlıklı ara öğün Saf Snackbox kutuları ile tüketicilere gönderiliyor.

Yurtdışında da eve/iş yerine gönderilen bu paketli hazır yemek servisleri bolca bulunuyor. Hatta yemek servislerinin yanı sıra marketler de hazır diyet yemeklerini markalayarak tüketicilerle birçok noktada buluşturuyor. Waitrose, Tesco, Marks & Spencer gibi mağazalarda sadece ısıtılarak yenilebilen düşük kalorili hazır yemekler mevcut. Marks and Spencer’ın “Count On Us” adını verdiği marka altında 400 kaloriyi geçmeyecek diyet hazır yemekler bulunuyor. Tesco ise “Light Choices” markası altında, 3% ‘ten az yağ bulunduran ürünleri ve muadillerinden en az 30% daha az yağ bulunduran hazır yemekleri tüketicilerine sunuyor.

Her ne kadar diyet ürünlerin sayısı artsa da, beraberindeki tartışmalar da artıyor: Amerika’da 2016 yılında yapılan bir araştırma tüketicilerin diyet ve diyet ürünleri algısı yavaş yavaş değişmeye başladığını gösteriyor. Araştırma “diyet” teriminin önemini yitirmeye başladığını ve çoğu insanın diyet yapmanın ve diyet ürünlerinin sağlıksız olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor. Artık diyet ürünlerden çok “sağlıklı” ve “doğal” yemeklere doğru bir yönelme olduğu görülüyor.

Diyetisyenler de sık sık bir ürünün light olmasının aslında o ürünün gerçekten düşük kalorili olduğu anlamına gelmediğini söyleyerek, bir ürün diyet olsa da o ürünün ölçüsünün kaçırılmaması gerektiğinin altını çiziyor.

Markalar da algılardaki bu değişimle beraber tüketiciye ulaşabilmek adına artık sadece ürünlerinin diyet özelliklerini ön plana çıkarmak yerine daha bütünsel bir yaklaşım izliyor. Eti Form ve Nestlé Nesfit gibi markalar sadece diyet değil, sağlıklı yaşam ve egzersiz gibi konularda içerik üretiyor.
Sadece markalar değil, bilincin artmasına katkıda bulunmak için bizzat tüketiciler de bu alanda sürekli içerik üretiyor. Sosyal medyada yeni çıkan diyet/light ürünlerin incelemeleri, gerçekten kalorisinin düşük olup olmadığı, hatta tüketilmeli mi tüketilmemeli mi gibi konularda yorumlar yapılıyor. Dolayısıyla Instagram başta olmak üzere sosyal mecralar markalar için çok önemli bir mecra haline gelmiş durumda.

Biz de Türkiye’de şu anda diyet ürünlerin algısını, kilo koruma ve kilo verme ile ilgili beslenme alışkanlıklarını görebilmek adına bir araştırma gerçekleştirdik. Araştırmamız İstanbul’da 18-45 yaş arası AB C1 ve C2 SES grubuna dahil 100 kadın-erkek (%62 kadın) görüşmeciyle gerçekleşti.
Daha önce kilo verme amacı ile yediklerine dikkat edenler görüşmecilerin %56’sı iken, kilo koruma amacıyla yediklerine dikkat edenler ise görüşmecilerin %57’si.

Görüşmecilerin %21’i daha önce belirli bir diyet veya diyet listesi uyguladığını belirtti. Uygulanan diyet türü sorgulandığında genellikle diyetisyen ve doktorların tavsiyesi veya eşliğinde diyetler, protein ağırlıklı beslenme, detokslar ve ekmek/hamur işlerini bırakma gibi aşina olduğumuz diyet yöntemlerinden bahsedildi.

Diyet/light ürünler hakkındaki düşünceleri sorulduğunda görüşmecilerin yarısından fazlası diyet ürünler hakkında olumsuz görüş belirtti; tatsız/tutsuz oldukları, fazla tüketmemek gerektiği, yer yer tehlikeli olabileceği, düzgün beslenilirse ve dikkat edilirse bu tür ürünleri kullanmaya gerek olmadığı yönünde görüşler belirtildi. İçeriklerinde lif ve tahıl gibi yararlı içerikler olması, ara öğün olarak tüketilmesi açısından yararlı olduğu nedeniyle olumlu görüş belirten görüşmeciler de vardı.

Daha önce diyet/light ürün tüketenler görüşmecilerin %37si. Tüketilen ürünler oldukça geniş bir yelpaze çiziyor; süt yoğurt, peynir gibi süt ürünleri, bisküvi (yulaflı, kepekli), mısır patlağı, yulaflı barlar, galeta gibi atıştırmalıklar, mısır gevreği ve yulaf ezmesi diyet ürünlerin vazgeçilmezleri gibi görünürken, bunların yanında diyet kola, yağsız et ve dondurma sayılanlardan ürünlerden bazıları. Görüşmecilerin %11’i yeni çıkan diyet/light ürünleri denediklerini söyledi.

10 görüşmecinin 6’sının aklına diyet/light ürün üreten markalar gelmiş; Nestlé, Ülker, Eti, Sütaş, Pınar en çok söylenenler. Herbalife, Uno, Sek, Activia ise diğer söylenen markalar.

Ara öğünlerde kilo korumaya veya kilo vermeye yönelik diyet/light atıştırmalıkları görüşmecilerin %27si tüketiyor veya daha önce tüketmiş. Tüketilen atıştırmalıklar arasında özellikle marka belirtilerek Eti Form ve Nestlé Nesfit ürünleri söylendi. Bunlar dışında bisküvi, yoğurt, kuruyemiş, meyve ve mısır gevreği atıştırmalık olarak tüketilen diğer ürünlerden bazıları.

Kilo vermeye veya korumaya yönelik içecek tüketenler görüşmecilerin %19’u. Su da buna dahil olmak üzere soda, tarçın, limon, zencefil, elma gibi içerikleri olan karışımlar, yeşil çay, Cola Zero, Doğadan Form çaylar söylenenler arasında.

Kilo koruma veya kilo vermeye yönelik bilgiler alıp/takip ettikleri platfomlar bulunanlar görüşmecilerin %18’i. Bu platformlar detaylandırıldığında verilen cevaplar; diyetisyenler (özellikle Canan Karatay), TV, instagram, facebook, twitter öne çıkıyor.

Bu doğrultuda içerik paylaşan yaşam blogları, forumları ve sosyal medya hesapları ile ilgili görüşler ikiye bölünmüş durumda. Görüşmecilerin bir yarısı bu platformları olumsuz değerlendiriyor. Bunun sebepleri arasında sosyal medyanın güvenilir bulunmaması, verilen bilgilerin yanlış yönlendirebileceği sayılırken bir diğer yarısı ise olumlu görüş belirtiyor. Olumlu görüşlerin arasında da yararlanmak isteyenler için mantıklı olmaları, video bilgilendirmelerinin güzel olması, yemek tariflerinin ve egzersiz konusunda bilgilerin yardımcı olduğu söylendi.

Diyet yapmaya, kilo korumaya yardımcı olma amacıyla hazır yemek paketleri hazırlayıp gönderen sistemler anlatılıp sorgulandığında görüşmecilerin %44’ü bu oluşumlardan haberdar olduğunu belirtti. Genelde markalar hatırlanmasa da hatırlananlar: Mealbox, Rafinera ve Fit kutu.

Bu oluşumlar ile ilgili düşünceler sorgulandığında yine iki farklı kutupla karşılaştık. Olumsuz görüşler daha fazla olmak üzere bunun sebepleri arasında dışarıdan hazır alınan yemekleri yemeyi tercih etmemek, pahalı olmaları ve ev yemeklerinin tercih edilmesi söylendi. Olumlu görüş belirtenlerin sebepleri ise pratik olması, özellikle çalışanlar için yararlı olması.

Bu oluşumları kullanmamış veya kullanmayı düşünmeyenlere, (yani görüşmecilerin %90’ına) neden kullanmayacakları sorulduğunda: ihtiyaç olmaması, pahalı olmaları gibi sebepler belirtilirken, en fazla belirtilen sebep bu ürünlerin doğal, sağlıklı olarak algılanmaması ve görüşmecilerin kendilerinin evde yaptıkları doğal sağlıklı yemekleri tercih etmeleri.

Araştırma sonuçlarına baktığımız zaman, Türkiye’deki diyet ve diyet ürünleri algısının Amerika’da yapılan araştırma çıktılarıyla paralel olduğunu söylemek mümkün. Diyet ve diyet ürünler hakkında genellikle sağlıksız oldukları ve doğal olmadıkları yönünde bir görüş hakim olsa da diyet ürünler rafların en popüler ürünlerinden ve kilosuna dikkat eden büyük bir çoğunluk tarafından tüketiliyor.
Tutumlarla ve davranışların birbirini pek tutmadığını gördüğümüz bu kategorinin sezonsallıktan çıkıp yılın tümüne doğru yayılmaya başladığını görür gibiyiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder