Uykunun hayatımızdaki önemi tartışılmaz: uyku düzenimizin, ruh ve beden sağlığımız üzerinde önemli etkileri var. Ancak uyku düzeni ve alışkanlıkları kişilere göre farklılıklar gösterebiliyor. Bazılarımız, uykusuzluğa çok daha dayanıklı olabilirken, bazılarımız ise belirli bir saatten az uyuduklarında günlerini verimli geçiremiyor...
National Sleep Foundation'ın açıklamalarına göre 18-64 yaş arasında insanların ortalama olarak gün içerisinde 7-9 saat arasında uyuması ideal olarak nitelendiriliyor. Yani, 7 saatten daha az uyumak bilimsel olarak insanın yeteri kadar uyku alamamasına sebep oluyor. Yapılan birçok araştırma da gerekenden az uyumanın depresyon, kalp hastalıkları, obezite gibi birçok hastalık ve zayıf bir bağışıklık sistemi ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak günümüzde yeterli uykuyu alabilmek gittikçe zorlaşıyor. Örneğin, 1942'de İngiltere'de toplumun sadece %8'i 6 saat veya daha az uyurken, 2017'de bu sayı %50'ye çıkmış durumda. Giderek artan çalışma saatleri, trafikte geçirilen zaman ve ev işleri yatma vaktinin daha da geç saatlere ertelenmesine sebep oluyor. Bir de bunların üzerine internet ve sosyal medya olan ilişkimiz eklenince kişinin uyumaya neredeyse hiç zamanı kalmıyor...
Daha geç yatma ve daha erken kalkma zorunluluğu yaratan şehir hayatının yanı sıra, uyku bozuklukları da gittikçe sıklaşıyor: Uykuya dalmakta zorlanma, gece birçok kez uyanma, günü oldukça yorgun ve uykulu bir şekilde geçirme gibi semptomlar tüm dünyada gittikçe daha fazla kişinin yaşadığı küresel sıkıntılar. Consumer Reports'un verilerine göre, 4000 Amerikalı ile yapılan bir anket, görüşmecilerin %27'sinin uykuya dalmakta zorlandığını veya gece boyunca aralıksız uyumakta zorlandığını ortaya koyuyor. %68'i ise (yani yaklaşık 164 milyon Amerikalı) haftada en az bir kez uykusuzluk ile mücadele ediyor.
Bütün bunlar insanları çaresizce uykusuzluğa çare aramaya itiyor. Uykunuzu düzene sokmaya ve daha kaliteli hale getirmeye yönelik tavsiyeler oldukça fazla: Örneğin, çay-kahve tüketiminin azaltılması, cep telefonu ve bilgisayarın yatak odasından uzak tutulması veya koyu renk perde kullanılması bunlardan birkaçı.
Ancak böyle basit çözümler bir tarafa; uyku -önemiyle de paralel bir şekilde- oldukça büyük ve gittikçe de büyüyen bir pazar yaratmış durumda. Yalnızca Amerika'da, 2015'te ortalama 41 milyar dolar uyumaya yardımcı olacak çözümler için harcanmış ve bu sayının 2020'de 52 milyar olacağı tahmin ediliyor. Hatta son dönemde uyku o kadar büyük bir ekonomi yaratmış ki, bunu bir meslek haline getiren insanlara bile rastlamak mümkün. Uyku koçları, insanları evlerinde ziyaret ederek yatak odalarının uyumaya ne kadar elverişli olup olmadığını değerlendiriyor ve uyuma düzeniniz hakkında size tavsiyelerde bulunuyor...
Uyku kendi ekonomisini oluştururken, çok farklı kategorilerden birçok markanın da tabii ki boş durmadığını görüyoruz.
Uykuyla en ilişkili olan yatak, yastık, perde gibi ürünler uykusuz kalan tüketicinin ihtiyacına doğrudan sesleniyor. Sleep Envie Pillows isimli şirket, rahatlatıcı etkisi olduğu bilenen lavanta kokusuna sahip yastıklar üretiyor. Dream Pad Sleep ise yastığınızın sadece sizin duyabileceğiniz şekilde rahatlatıcı müzik çalmasını sağlayarak uykuya rahatlatıcı bir şekilde dalmanızı sağlıyor. Bunların yanında Chrona da rahat uyku çekmesi gerekip çekemeyen hamileler ve uyuyakaldığında kolu uyuşanlar için farklı şekillerde yastıklar sunuyor.
Tekstil kategorisinin de uykuya destek veren ürünlerden geri kalmadığını görüyoruz: Active Edge Sleep T-Shirt, kumaşında bulunan elektromanyetik frekanslarla insanın daha kolay uyumasını ve daha kolay uyanmasını sağladığını iddia ediyor.
Uykunun yalnız süresi değil kalitesi de bir o kadar önemli olduğundan, uyurken alınan nefes de kritik hale geliyor. 2breathe aleti göğsünüzün etrafına sarılan bir aparatla solunum hızınızı ölçüyor. Cihaz, bluetooth ile telefonunuza bağlanıp telefonunuzdan sesler çalarak, çalan müzik melodisini nefesinizle senkronize ediyor ve daha derin nefes almanızı sağlıyor.
Ünlü talk-show sunucusu Oprah da kaliteli uykuya yönelik ürün çıkartanlardan. Oprah ve Deepak (alternatif tıp uzmanı) "7 Days to Restful Sleep" adındaki online bir programla, kendi deneyimlerinden de yola çıkarak çeşitli meditasyon ve aktivitelerden bahsederek sürekli ve tazeleyici bir uyku uyumaya yönelik tavsiyeler veriyor.
Uyumaya yardımcı olmaya yönelik ürünleri bulunan başka bir kategori ise genellikle uykuyu kaçırmasıyla meşhur: çay! Doğadan Relax Pasifloralı, içinde bulunan maddeler sayesinde içtiğinizde rahatlamanızı ve uyku haline kolayca geçmenizi sağlıyor. Herby Sleep Tea de kafein ve uyarıcı hiçbir madde içermiyor ve lisa, papatya, passiflora, lavanta ve portakal yaprağı gibi yatıştırıcı özellikte içerikler bulunduruyor.
Teknolojinin de gelişmesiyle uykusuzluğa karşı geliştirilen ürünler de paralel bir şekilde gelişiyor. "Uyku robotu Somnox" buna çok uygun bir örnek: Somnox, uyku problemleri yaşayan insanlara yardımcı olmak üzere tasarlandı. Öncelikle robota hafifçe sarılarak çalıştırıyor, sonra da robotun nefes alış verişlerini takip ederek ve adapte olarak siz de istemsiz şekilde uykuya geçiyorsunuz.
Philips, geliştirmiş olduğu Hue White and Color Ambiance ürünü ile uykuya dalmanın ve uyanmanın daha kolay olacağını savunuyor. Beyin aktivitelerini tespit ederek geceleri uykuya dalındığında beyaz ışık vererek daha derin ve kaliteli bir uyku sağlıyor. Sabahları ise alarm sesi yerine yavaş yavaş açılarak güneşin doğuşunu andıran ışığıyla uyanmanızı kolaylaştırıyor.
Bunun dışında bu alanda -elbette- birçok akıllı telefon uygulaması da mevcut. Calm adlı uygulamanın "Sleep Stories" fonksiyonu, tıpkı küçükken ailelerimizin bize uyku vakti okuduğu kitaplar gibi bunu şimdi yetişkinlere yönelik yapıyor ve uykuya rahatça dalmanız için seçtiğiniz hikakeyi size okuyor. Buna benzer olarak Spotify platformunda birçok uykuya dalmayı kolaylaştırıcı "uyku" playlistleri bulunduruyor.
Sleep Cycle, hareket sensörüyle gece boyunca hareketlerinizi kaydederek uykunuzun en hafif anında sizi uyandırıyor. Apple'ın "gece modu" ise ekran ışığını dışarıdaki ışığa göre ayarlayarak gözlerin yorulmasına engel oluyor.
Günlerin giderek uzadığı ve gecelerin kısaldığı bu dönemde biz de Türkiye'de uyku alışkanlıkları ile ilgili bir araştırma gerçekleştirdik. Araştırmamız İstanbul'da 15-45 yaş arası ve ABC1C2 SES grubundan 100 katılımcıyla gerçekleşti.
Görüştüğümüz kişiler günde ortalama 7 saat uyuyor ve aynı zamanda ideal uyku saatinin de ortalama 7 saat olması gerektiğini düşünüyor. Büyük bir çoğunluk hafta içi ve hafta sonları farklı uyku düzenlerine sahip.
Görüşmecilerin %34'ü uykuya dalmakta zorlanıyor veya daha önceki bir zamanda zorlandığını belirtiyor. Daha rahat uykuya dalmak için bir yöntem uygulayanlar ise yine bu orana paralel olarak görüşmecilerin %32'sini oluşturuyor. Bu yöntemlerden bazıları uyumadan önce duş almak, müzik dinlemek veya belirli bir saatten sonra yemek yememek.
Görüşmecilerin yarısı daha rahat uykuya dalabilmek adına uyumadan bir süre önce yediğine/içtiğine dikkat ediyor. Çay/kahve tüketimine dikkat edenler, belirli bir süre önce bir şey yemeyenler, ağır veya yağlı şeyler yemeyenler olduğu gibi uyku getirmek için yoğurt yiyip ayran içenler de mevcut. Uykularını kaçırmamak için televizyon/bilgisayar gibi ekranlardan uzak kalanlar ise görüşmecilerin %19'u.
Deliksiz uyuyabilen ve gece boyunca aralarda uyananların oranı yarı yarıya bölünmüş durumda. Gece boyunca uyananların %5'i bunu engellemeye yönelik bir yöntem uyguluyor. 10 görüşmeciden 3'ünün mevsim geçişlerinde uyku düzeni bozuluyor. %36'sı ise daha rahat uyuyabilmek adına yatağını/yastığını değiştirmiş.
Daha düzenli bir uyku düzenine sahip olmak, daha kolay uykuya dalmak ve daha rahat uyanmak çin bulunan telefon uygulamalarını duyanlar sadece 10 görüşmeciden 1'i. Bunlar arasında söylenenler meditasyon uygulamaları ve uyku düzenini kaydedip kontrol eden uygulamalar.
Görüşmecilerin %45'i sabahları uyanmakta zorlanıyor. Kişiler çoğunlukla alarm ile uyanıyor, alarmla uyananların üçte biri ise alarmlarını erteliyor.
Araştırma sonuçlarından yola çıkarak Türkiye'de henüz uyumaya yardımcı olan geleneksel yöntemler dışında insanların bu doğrultuda geliştirilen ürünleri pek bilmediğini görüyoruz. Ancak araştırmadan da görüldüğü gibi uykusuzluk ve uyku problemleri tüm dünyaya paralel bir şekilde Türkiye'yi de oldukça etkiliyor. Bu nedenle uykuya yönelik pazarın Türkiye'de potansiyelinin yüksek olduğunu ancak henüz yeterince değerlendirilmemiş olduğunu söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder