3 Mart 2013 Pazar

Türkiye’de Girişimci Olmak


For English Please Click


Türkiye’de girişimcilik konusuna baktığımızda gördüğümüz büyük resim çok da iyimser sayılmaz.

Türkiye’de her 12 girişimden sadece biri ayakta kalıyor.

Ekonomik büyüme hızında dünya çapında görülen yavaşlama, yeni girişimlerin önündeki fırsatları azaltmaya devam ediyor.

Ancak Türkiye gelişmekte olan bir ekonomi ve nüfusu büyük ve genç. Dolayısıyla tüketici talebi de hareketli. Bunlar girişimciliği teşvik eden çok önemli faktörler.

GEM (Global Girişimcilik Monitörü), bize Türkiye’de dinamik bir gelişim sürecinin başladığına dair veriler sağlıyor. Araştırmalara göre, Türkiye’deki yetişkin nüfusun %4’ü aktif olarak yeni bir iş kurma çabasında (yeni doğan girişimciler); %5’i, 3 ila 42 ay önce kurulmuş bir işin sahibi/yöneticisiydi (yeni işler).

Ancak Türkiye’nin TEA oranı (Toplam Girişimcilik Aktivitesi) %9 civarında. Bu oran aynı gelir aralığında bulunan ülkelere göre (Brezilya %17,5, Meksika %10,5, Arjantin %14,5) daha düşük ve verimlilik odaklı ülkelerle (%12) karşılaştırıldığında ortalamanın da altında.

Türkiye’nin girişimcilik verilerini detaylı incelediğimizde, erken dönem girişimcilik aktivitesi %9. Yani Türkiye’deki her 100 yetişkinden dokuzu girişimci.

Bu girişimcilik havuzunun %60’ı fırsat girişimcilerinden ve %40’ı gereklilik girişimcilerinden oluşuyor.
Fırsat girişimcilerinde bir artış görülmüş olmasına rağmen, bu artış verimlilik odaklı ülkelere göre oldukça düşük (%7,81). Türkiye, 24 verimlilik odaklı ülke arasında 17. sırada.

Girişimcilik tüm dünyada baskı altında. Türkiye’deki girişimcilik aktivitesi, hali hazırdaki olumsuz ekonomik şartlara rağmen göreceli olarak şu ana kadar iyi dayandı. Kısa vadede, kamu düzenleme politikası ve yeni girişimlerin finanse edilmesi önemli katkılarda bulundu. Ancak uzun vadede, eğitim sistemi yoluyla girişimcilik bilincini artırmak temel bir memleket meselesi haline dönmelidir.
Türkiye’nin demografik girişimcilik verilerini detaylı olarak incelediğimizde, erkek girişimcilerin egemen olduğu bir toplumda yaşadığımız görülüyor.

Türkiye’de cinsiyetler arasındaki en büyük fark, olgunlaşmış bir işe sahip her bir kadına karşılık beş erkek oranıyla yaşanıyor. Girişimciliğin sahip olduğu özelliklerin durumu zorlaştırması ve kadının yasal durumu bu konuda cinsiyetler arasındaki farkı biraz daha açıyor. Kadınları girişimcilik alanında iş gücüne katmak için Türk Kadın Girişimcilik dernekleri ve girişimcilik programları desteğiyle dünyadan girişimciler Türkiye’ye geliyor ve fikir teatilerinde bulunuluyor. Çünkü ilerleyen günlerde özellikle moda, sanat, sinema, medya ve internet gibi alanlarda kadın bakış açısından ihtiyaçların belirlenmesine, hem göze hitap eden hem de bayan müşterileri daha çok tatmin etmeye yönelik somut iş modelleri geliştirilmesine büyük ihtiyaç var.

Başarılı Girişimcinin Altı Özelliği

1. Girişimci ‘teknoloji’ kokusunu alır.

Girişimci, yeni bir teknolojiyi herkesten önce bulan, özümseyen ve kullanma becerisini gösterendir; farklı işler yaparak öne geçer. Bazı insanlar teknoloji yönetimi eğilimli olduklarından, bu konuda koku alır, önce davranmanın avantajını çıkarır.

2. Girişimcinin her zaman canlı kalan duygusu ‘merak’tır.

Girişimci insanın en önemli özelliği, merakı peşinde koşarak, ortalama insanın görmediğini yakalamayı becermesidir. Var olmayan bir ihtiyaçtan, ihtiyaç doğurabilen kişidir. Girişimci sadece ‘bakmaz’ aynı zamanda “görür’.

3. Girişimcinin ‘beslenme saatleri’ vardır.

Girişimci bir insanda sürekli olarak “yeniliklere“ ulaşma yeteneği vardır. O nedenle dünyadaki trendleri yakından takip eder ve yeni iş modellerini kendi çevresine nasıl adapte edeceğini öngörebilir. Yeni fikirler üretir. Fikirleri “projeye“ dönüştürür. Projelerinde “zenginlik“ üreterek insanların yaşamını kolaylaştırır.

4. Girişimciler bir nevi ‘stratejisttir’.

Strateji, farklı yolu bulmaktır. Girişimci, aynı kulvardaki markalardan kendini farklı kılabilmek adına bir  “ekonomik değer“ yaratır ve bunu stratejik yollarla ve inovasyonlarla besler.

5. Girişimci için ‘risk’ yoktur.

Türkiye gibi inişli çıkışlı bir ekonomide, her zaman kriz faktörü oluşabileceğinden, girişimciler işlerin kötü gittiği anlarda bile yılmadan kriz yönetimi yaparak ayakta kalmayı başarabilmelidir. O nedenle, girişimci ‘inisiyatif’ kullanır, ‘risk’ üstlenir,  yanılabilme hakkını kullanır, yeniden üretme becerisine sahiptir. Bir kişi kendi işini kurduğunda ve yönetmeye başladığında, riskler görmez; sadece kontrol altına alıp kendi avantajına kullanabileceği faktörler görür.

6. Girişimci şirketinin ‘her elemanı’dır.

Girişimci, kendi işinin patronu olmakla beraber işini gerçekleştirirken hem çalışan hem işveren olmak zorundadır. Hem iyi bir çalışan, hem iyi bir yönetici, hem iyi bir patron olmalıdır. Gerektiğinde operasyonu da yüklenmeli, sorunlar karşısında çözümcü olabilmelidir.

7. Girişimci ‘pozitiftir.’ 

Girişimci, kendi yetkinlikleri gereği olmazı söylemeye değil de olmazı olura çevirmeye yakındır. Başarılı bir girişimci kuşkusuz her şeyi pembe gözle gören aşırı iyimser olmayacaktır ama her günkü belirsizliğe göğüs gerebilmek adına ‘pozitif düşünce üreten’ bir insan olmak zorundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder