21 Haziran 2016 Salı

Kahraman Bakkal Getir’e Karşı!

For English Please Click

“Getir de getirelim” sloganıyla çıkan, akıllı telefonlar üzerinden sipariş olanağı tanıyan Getir, son zamanların en hızlı yükselişe geçen markası oldu. Getir, uygulama üzerinden verilen siparişleri dakikalar içerisinde tüketiciye teslim ederek şehir hayatına uygun bir hizmet sağlıyor.

Getir uygulaması üzerinden sipariş verilebilecekler arasında yiyecek-içecek ürünleri, kişisel bakım ürünleri, teknolojik ürünler ve farklı kategorilerden daha birçok ürün bulunuyor. Uygulama, ürün çeşitliliği ve servis hızı nedeniyle özellikle şehirli tüketicilerin kolaylık arayışına çözüm sunarak piyasadaki boşluğu dolduruyor. Şehirlilerin yoğun çalışma saatleri, şehrin karmaşasından ya da trafikten kaçma arzuları veya tek bir parça için dışarı çıkmak istememeleri, Getir uygulamasını şehir yaşamı için uygun bir uygulama yapıyor.

İlk çıkışından beri büyük ölçekte WOM yaratarak büyüyen marka, iletişimiyle de uzunca bir süre etrafımızdaki billboard’lardaydı. Sosyal medyadaki tepkilere bakınca, tüketicinin servis hızından, kuryelerin güler yüzlülüğünden ve ürünlerin sunumundan memnun kaldığını gördük. Bunun yanı sıra, yapılan kampanyalardan yararlanıp memnun kalan müşteri sayısı da oldukça yüksekti.

Bu yüzden bu ay Getir uygulamasının tüketicideki algısını ve kullanım amaçlarını daha iyi anlamak amacıyla bir araştırma gerçekleştirdik. Araştırmamız İstanbul ilinde ikamet eden, 16-45 yaş aralığında, ABC1C2 SES gruplarından, akıllı telefon sahibi, uygulama kullanan, online alışveriş yapan 200 kadın ve erkek ile gerçekleştirildi.

Araştırmamıza katılanlar arasında Getir uygulamasını duyanların oranının %34 olduğunu gördük. Uygulamayı duyanlar arasında 19-34 yaş grubundakilerin oranı, 35-45 yaş grubuna kıyasla daha fazla. Uygulamadan haberdar olanların nasıl haberdar oldukları sorulduğunda ise en fazla alınan cevap TV reklamları yoluyla (%35) oldu. Bunun hemen ardından %28 ile arkadaş çevresi ve %16 ile internet geldi.

Getir uygulamasını kullananlar, uygulamayı duyanların %16’sını oluşturuyor. Araştırmamıza katılanlar arasında uygulamayı duyanların neden uygulamayı kullanmadıklarını sorduğumuzda alınan cevap yine alışkanlıklarımızda yatıyor:

Hala bakkal ve marketlere gitme alışkanlığımız var. 10 tüketiciden 6’sı bu uygulamaya “ihtiyacı olmadığını” söylemiş.
Online alışverişte hala kırılması gereken bariyerlerimiz var: %18’lik bir kesim internetten alışverişi güvenli bulmuyor.
Diğer bir kullanmama sebebi, markanın ilerleyen zamanlarda operasyonu ile çözebileceği ulaşılabilirlik nedeni: %12’lik bir kesim, “bulundukları yere teslimat olmadığından dolayı uygulamayı kullanamadığını” belirtmiş.

Kullanma nedenlerine baktığımızda ise en sık verilen cevap “7/24 hizmet sunması” (%55). Bu nedeni takip eden diğerleri şöyle: “Pratik olması/elimin altında olması” (%45), “markete gitmeme gerek kalmaması” (%45), “zaman kazandırması” (%27) ve “acil durumlarda kurtarması” (%18).
Uygulama üzerinden en çok satın alınan ürünlerin hangileri olduğunu sorguladığımızda, en sıklıkla yiyecek, içecek kozmetik ürünleri, temizlik ürünleri ve dondurma ile karşılaşıyoruz. Uygulama üzerinde olmasını isteyecekleri başka ürünler arasında da en çok dondurma çeşitleri, bebek maması, et ve tavuk çeşitleri belirtilmiş.

Getir uygulamasının en çok kullanılan zaman dilimleri sorulduğunda, frekansın %64’ü akşam saatlerinden (17.00-24.00) elde ediliyor. Bunu %18’lik bir oran ile gece 12’den sabah 6’ya kadar olan süre takip ediyor.

Daha önce Getir uygulamasını duymayanlara, uygulamanın açıklaması okunup ne düşündükleri sorulduğunda, %42’si “güzel bir uygulama” olduğunu düşündüklerini, %28’i de kullanmayı düşüneceğini söylemiş. Kullanmayı düşünme nedenleri için %38’lik bir kesim “pratik olmasını” belirtirken, %32’lik bir kesim “7/24 hizmet sunmasını”, %30 ise “zaman kazandırmasını” belirtmiş.
“Ürünün nerede olduğunun takip edilebilir olmasının” tüketicide önemli ölçüde güven duygusu yarattığını gözlemledik. Marka, iletişiminde bu fonksiyonel faydasını vurgulamaya devam edebilir.
Şehirleşme (urbanization) trendiyle şehirlerde km2 başına düşen insan sayısının artacağını ve zincir marketlerin her mahallede olamayışının kendini güncel tutan bakkallara gün doğuracağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla tüketicinin tutumu, hala bakkaldan alışveriş etmek konusunda baki kalacak.

Bir yandan da yaşadığımız dijital çağın bir getirisi olarak, Getir.com gibi markalar hayatımıza girmeye ve bizlere kolaylık sağlamaya devam edecek. Üstelik Getir.com pratikliğiyle, evinde depolama yapmak yerine günlük alışveriş yapan ve bunun için mahalle bakkalını seçen kitlenin tutumuna dokunmadan davranışını değiştirmeye aday.

Araştırma sonuçlarına göre Getir.com, ürün çeşitliliği ve kurye sayısının artırılması gibi gerekli iyileştirmeler yapıldığı takdirde, daha fazla ilgi görme kapasitesine sahip. Uygulamanın tercih edilmesindeki sebeplere bakılacak olursa, İstanbul’daki ağ oturduktan sonra Ankara ve İzmir gibi büyük illerde de faaliyet göstermek markaya başarı getirecek.

Gelecekte Getir.com gibi, tutuma odaklanmadan davranış değiştiren ürünler, kanallar görmeye devam edeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder